8.2.2015 te Hürriyet Bursa gazetesinde gazeteci Sn. Burcu Başar ve gazeteci Sn. Elif Sezgin in konuğuydum. Kendilerine bu güzel sohbet için teşekkür ediyorum.
Tam Metin :
*Hürriyet Bursa 8.2.2015 tarihli gazeteden alıntıdır. Tüm haklar Hürriyet gazetesine aittir.
Dünya
değişiyor gençler
YENİ
şeyler söylüyor
TÜGİAD
Bursa Şube Başkanı Gökhan Onur, gençlerin gözardı edilmemesi gerektiğini
vurgulayarak, “Dünya sürekli değişiyor. Ve yeni bir şeyi söylemek hep
gençlerden geliyor” diyor.
TÜGİAD,
genç işadamlarının oluşturduğu önemli bir sivil toplum örgütü. Bursa Şubesi de
yıllardır kentin en etkin SİAD'larından biri olarak faaliyet gösteriyor. Kent
ekonomisine yön veren önemli şirketlerin ikinci, üçüncü kuşak yöneticileri
TÜGİAD içeresinde etkin olarak yer alıyor. TÜGİAD, faaliyetleriyle hem
üyelerinin ufkunu açıyor, dinamizmiyle de Bursa ekonomisi için önemli bir yapı
taşı olarak hizmet vermeye devam ediyor. Anatolia Otel’de gerçekleştirdiğimiz
Sofra Sohbetleri'ne bu ay aktif ve dinamik örgütün yeni Başkanı Gökhan Onur'u
konuk ettik. TÜGİAD'ı ve Bursa ekonomisini anlatan Gökhan Onur, üzerine basa
basa geleceğin gençlerde olduğuna vurgu yaparak, “Yeni bir şeyi söylemek hep
gençlerden geliyor. Yeni söylemler, yenilikler, araştırma-geliştirme, atılım.
Baktığımızda ABD’de 18 yaşındaki bir genç, Facebook ile dünyayı yerinden
sarsabiliyor. Ben yaşa her zaman hürmet ediyorum ama gençlerimizi de göz ardı
etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gençler, kuşaklar arası çatışmayı
yönetip, o kuşağın önceliklerini kendi işlerine yansıtabildiklerinde, o
değişime adapte olabiliyorlar. Bizim TÜGİAD olarak bakışımız, “Biz genciz.
Gençler TÜGİAD’a gelin, işimize odaklanalım” diye konuştu.
- TÜGİAD’ın Bursa ve ülke
yapılanmasından kısaca bahsedebilir misiniz?
-
TÜGİAD’ın Türkiye genelindeki üye sayısı 870. Bursa’daki üye sayımız ise 200.
Yaş ortalamamız son dönemde daha da aşağı düştü ve Bursa’da 31’e indi. Çünkü
biz özellikle ikinci ve üçüncü kuşak dediğimiz tüm arkadaşlarımızı bünyemize
katma gibi bir hedef koyduk kendimize. Eğitimini tamamlayan ikinci ve üçüncü
kuşak, üye olmak için Türkiye Genç İşadamları Derneği’ne başvuruda bulunuyor.
Ancak yapmak istediğimiz şey, tüm arkadaşlarımızın belirli bir seviyenin
üzerinde eğitimlerinin olması ve kendi iş yaşamında da belli bir noktaya ulaşmış
olmaları. Üyelerimize baktığımızda; Bursa’nın ilk 250 firması arasındaki
yaklaşık 80 firma, ikinci ve üçüncü kuşağıyla veya kurumsal olarak temsil
ediliyor. Bursa istihdamının da yaklaşık olarak yüzde 35’i gibi bir rakama
hitap ediyoruz. TÜGİAD bir mozaik ve içinde tüm Türkiye var.
- TÜGİAD olarak sanayi akademisi gibi
çalışıyorsunuz…
-
Söylediğim gibi önceliğimiz hep gençler ve iş adamları. Yani ikinci, üçüncü
kuşak aile üyelerinin iş hayatına hazırlanması. Bunun yanı sıra adımızda da
‘genç’ olduğu için ‘üniversitede bir girişimcilik projesi yapalım’ dedik. Bu
projemiz yaklaşık 7 yıldır devam ediyor. Proje kapsamında üyelerimiz, Uludağ
Üniversitesi’ndeki öğrencilere koçluk yapıyorlar. Akademi konusuna gelince;
‘Biz hep çevremizdeki kişileri geliştirmeye yönelik işler yapıyoruz ama
kendimize yönelik hepimizin bireysel olarak yaptıklarını bir akademide
toplayabilir miyiz?’ dedik. Bünyemizde 50 kişilik bir eğitim salonumuz var.
Biliyorsunuz bugünün dünyasının en önemli konularından biri finansal okuryazarlık.
Üyelerimiz arasında diğer derneklerden farklı olarak, kendi işletmesi olanların
yanı sıra kurumsal firmaların da üyeleri var. Mesela TOFAŞ’ın olduğu gibi
Deloitte’in Bursa Temsilcisi Alphan Göğüş de bizim içimizde. Alphan Göğüş ile
birlikte finansal okuryazarlık konusunda bir sürece başladık.
- ‘Finansı kuvvetli olmayan iş
yaşamında başarılı olamaz’ diyorsunuz…
-
Kesinlikle. Bizler uluslararası firmalarla iş yapıyoruz. Gördüğümüz, finansal
araçları çok ciddi bir şekilde kullanıyorlar. Biz Türkiye’de hep sermayenin
olmadığından yakınıyoruz, hâlbuki bu sermayeyle ilgili süreç iş fikriyle
desteklendiğinde, siz sermayeye ulaşabiliyorsunuz. O para dünyanın neresinde
olursa olsun gelip sizi buluyor. Çünkü o kenarda duruyor. Kenarda duracağına,
sizin gibi işletmelerde değerlendirilip ileriyle doğru gidebilecek bir alan
bulabiliyor.
-TÜSİAD gibi iş dünyasının çatı
örgütü olan kuruluşa başkanlık yapan Muharrem Yılmaz da TÜGİAD Bursa’nın kurucu
üyesi ve TÜGİAD 8. Dönem Genel Başkanı idi… Gelecekte sizi de TÜSİAD’da
görebilir miyiz?
-
Benim böyle bir hedefim yok. Ben, işime odaklanarak, kendi işimde ilerlemek
istiyorum. Eğer beni oraya layık görürlerse neden olmasın?
- Geçmiş dönemlere ilişkin bir
röportajında Muharrem Yılmaz, “Biz TÜGİAD’da iktidardayken, iktidarı bırakmayı
öğreniyoruz. Bu görevi sürdürmemize üyeler de takdir ederse devam ederiz, ama
benden daha iyisi olursa, onun seçilmesi için ben de çalışırım” diyor…
-
Kesinlikle katılıyorum. Ben buna ‘bayrak yarışı’ diyorum. Emeğinizi sürekli
buraya harcayıp, kendi işinizi ise geri planda bırakmanın doğru olmadığını
düşünüyorum. Bugün sivil toplum hayatında çok fazla dernek var. Ve burada
işadamlığı, yardımseverlik, etnik köken gibi kavramlar birbirine karışmaya
başladı. Burada ayrışmaya yönelik çok fazla kuruluş oldu. Bizim TÜGİAD olarak bakışımız ise “Biz genciz.
Gençler buraya gelin, işimize odaklanalım”. Bu görevdeyken herkes kendi
döneminden önce yapılanların üzerine bir artı koymaya çalışıyor. Güzel olan
taraf da bu ve bence herkes başkanlık yapmalı, bu tecrübeyi tatmalı. Tek başına
20 ya da 25 yıl başkanlık yapmanın insanları körelttiğini düşünüyorum.
DEĞİŞİME ADAPTE OLMAYAN
YOK OLMAYA MAHKÛM
- Genç bakışın önemi nedir? Sizce
ülkemiz genç bakışı neden göz ardı etmemeli?
-
Dünya sürekli değişiyor. Ve nesiller arasında X,Y, Z kuşakları dendiğinde
herkes bu konuyu konuşmayı çok seviyor. Bu kuşaklar arasındaki dengede
gençliğin önemi şurada ortaya çıkıyor: Aslında yeni bir şeyi söylemek hep
gençlerden geliyor. Yeni söylemler, yenilikler, araştırma-geliştirme, atılım.
Baktığımızda ABD’de 18 yaşındaki bir genç, Facebook ile dünyayı yerinden
sarsabiliyor. Ben yaşa her zaman hürmet ediyorum ama gençlerimizi de göz ardı
etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gençler, kuşaklar arası çatışmayı
yönetip, o kuşağın önceliklerini kendi işlerine yansıtabildiklerinde, o
değişime adapte olabiliyorlar. Zaten değişime adapte olmayan firmaların hepsi
yok olmaya mahkûm oluyor.
- TÜGİAD’ın içinde kaç yıldır
varsınız? Ve hangi süreçlerden geçerek bu konuma ulaştınız?
-
2006’dan beri TÜGİAD’dayım. İstanbul’da Sicil Disiplin Kurulu Başkan
Yardımcılığı yaptım, sonrasında Uludağ Üniversitesi’ndeki girişimcilik
projesinin koordinatörlüğünde bulundum. Genel sekreterlik ve başkan
yardımcılığı yaptım, hemen hemen bir yıldır başkan olarak görevime devam
ediyorum. Basamak basamak her alanda görev alarak ve sonrasında yukarıya
hazırlanarak geldiğimi düşünüyorum ki doğru olanın da bu olduğu kanaatindeyim.
- Bursa ekonomisini ve gidişatı nasıl
görüyorsunuz?
-
Bursa çok başarılı. Bugün Bursa, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ikinci ili
durumunda, fakat hiçbir şey kalıcı değil. Bu yatırımların devam edip, farklı
alanlarda ilerleme konusu son derece önemli. Özellikle BTSO Başkanı Sayın
İbrahim Burkay’ın da ifade ettiği savunma sanayiinde kümelenmenin şehir için
çok faydalı olabileceğini düşünüyorum. Ama bir tekstil, otomotiv, mobilya ya da
meyve sebze sektörleri bu şehrin ekonomisini daha da yukarılara taşıyan
sektörler. Dolayısıyla Bursa, ileride ülke ekonomisi içerisindeki payını her
geçen gün artıracaktır.
- Sizlerin beklentileri neler? TÜGİAD
olarak Bursa ekonomisinde kendinizi nasıl konumlandırıyor, nasıl bir rol
biçiyorsunuz?
-
Bizler, genç işadamları olarak sadece Bursa ya da Türkiye’ye odaklanmıyoruz.
Bugün pek çok arkadaşımız yabancı dil biliyor, yurt dışına açılımları var.
Kentimizin büyümesi sadece Bursa’da değil, aynı zamanda çevre illerde, bölgede
ve yurt dışında da gerçekleşecek.
G-20 GENÇ GİRİŞİMCİLER İTTİFAKI’NDA
TÜRKİYE’Yİ TÜGİAD TEMSİL EDECEK
- G-20 Genç Girişimciler İttifakı’nda
TÜGİAD’ın nasıl bir rolü var?
-
Biz, orada Türkiye’yi temsil eden tek iş örgütüyüz. Bu oluşumun dünyadaki
üyelerini bir araya getirecek olan Türkiye’deki etkinliği biz organize
edeceğiz. Biz de Bursa Şube olarak aktif biçimde orada rol alacağız.
“DOLAŞAN KURT AÇ KALMAZ”
- Gezi olaylarından sonra gençlerin
önemi daha da öne çıktı. Dolayısıyla sizlerden çok şey bekleniyor. TÜGİAD
olarak gelecek planlarınız, bu yoldaki hedefleriniz nelerdir?
-
Biz bir işadamları derneğiyiz. Ve bizim odaklandığımız tek bir nokta var; o da
tüm arkadaşlarımızın işlerini geliştirmeleri. Önemli olan dünyaya açılmak,
yenilikleri takip etmek, dış pazarlarda yeni pazarlar yaratmak. Ekonomi
değişiyor, bu alandaki oyuncular değişiyor, batıdan doğuya doğru bir güç
kayması yaşanıyor. İşte bu süreçleri takip eden bir TÜGİAD var şu anda
Bursa’da. Ve tüm üyelerimiz aktif, dışarıda iş kovalıyorlar, her an her fuarda
onları görebilirsiniz. Bugün internet üzerinden satıştan tutun da sektörlerde
farklı alanlara yatırım yapan arkadaşlarımız var. “Dolaşan kurt aç kalmaz” sözü
bizim için de geçerli. Bizler dünyayı dolaşıyoruz. Ama olduğumuz yerde sayarsak
geriye gitmeye mecbur oluruz. Bugün bir Detroit örneği var önümüzde. Bursa’nın
da önüne koyması gereken model bu, yani tek bir taraf değil de çeşitliliği
devam ettirip, bu kümenin içerisine yeni yatırımları çekebilmeliyiz. Bunun için
insan kaynağına da sahibiz. Ben burada yerle ilgili olarak da iş yapacak
kişilere arsaların kiralanarak, rantın şehirde kalmasını öneriyorum. Bu süreçte
açılabilecek yeni OSB’lerde de böyle bir önerim var. Büyükşehir’in
önderliğinde, şehrin kaynakları dışarıya satılmadan, kimsenin de bu konuyla
ilgili rant kaygısı olmadan sadece şehre gelir yaratacak bir hedef
belirlemeliyiz. Yani toprağıyla şehir kendine gelir yaratacak ve akabinde de o
gelir şehre yeni yatırımlar olarak geri dönecektir.
TEK AMAÇ; TÜRKİYE’Yİ İLERİYE TAŞIMAK
- Bu röportaj aracılığıyla nasıl bir
mesaj vermek istersiniz?
-
Vermek istediğim en önemli mesaj; gençler buradalar, varlar ve kendi içlerinde
görevleri gayet güzel paylaşabiliyorlar. Uyumlu bir şekilde takım çalışması
içerisinde görev alabiliyorlar. Kendilerini geliştiriyorlar ve bu süreçte
TÜGİAD’ın içerisindeki bayrak yarışını devam ettiriyorlar. Sonuçta bizim Bursa
olarak başarılı olabilmemiz kapasite kullanım oranlarının artmasıyla mümkün.
Bunu da başarabilmek için iletişim şart. Bu iletişim için de platform lazım. Bu
platform da işte Türkiye Genç İşadamları Derneği. İçimizde Ermeni de var Musevi arkadaşlarımız da var. Onların dini
günlerini de kutluyoruz kendi içimizde. Hep beraber tek bir amacımız var; O da
Türkiye’yi daha ileri nasıl taşıyabiliriz?
- İşinize ve derneğe ne kadar zaman
ayırıyorsunuz?
-
Ciddi bir şekilde zaman ayırıyorum. Her şeyden önce işimiz geliyor. İş olmadan
SİAD olması mümkün değil. Zaten itibar da biliyorsunuz işten geliyor. İşinizi
kaybettiğinizde itibarınız da gidiyor. TÜGİAD’a mümkün olduğu kadar işimin etkilenmeyeceği
bir zaman programı çizmeye çalışıyorum. Aslında iki alanı da dengede götürmeye
gayret ediyorum. Bu başkanlık konusunda mutlaka bir yerden özveride bulunmanız
gerekiyor, ben de spordan özveride bulundum ve açıkçası biraz kilo aldım.
(Gülüyor)
GÖMME /DETAY
SEÇKİN ONUR HORECA KANALINDA
- Seçkin Onur AŞ.’nin sektördeki
konumu ve hedeflerinden de söz edebilir miyiz?
-
Gururla söyleyebilirim ki Seçkin Onur şu anda sektöründe lider. 350 çalışanımız
var, 17 ilde faaliyet gösteriyoruz. Bir distribütör, aynı zamanda bir üretici,
aynı zamanda müstahsilden ürün toplayan, ziraat alanında faaliyet gösteren bir
kurum. 2014 yılında yüzde 15 civarında büyüdük. 2015’de de yine çift haneli
büyüme rakamlarına ulaşmak istiyoruz. Yeni alanlara açılmak istiyoruz. İnşallah
bu yıl içerisinde endüstriyel bir kanalla ilgili yatırımımız olacak. Horeca
kanalında olacağız. Onun da şirkete ayrı bir güç katacağını düşünüyorum.
Dijital manada ciddi yatırımlarımız var.
- Seçkin Onur A.Ş.’de kardeşler
olarak nasıl bir görev bölümü yaptınız?
-
Ben finanstan sorumluyum, abim gıda, ablam da lojistik ve üretimden sorumlu.
Kendi aramızda bir iş bölümümüz var.
HEDEF YURT DIŞINA AÇILMAK
- Sizler genç nesil olarak Seçkin
Onur’u devraldığınızda durum neydi, şirketinizi nereye taşıdınız? Gelecek
hedefiniz nedir?
-
Ablam 1987 yılında şirketimizde çalışmaya başladı. Abim 1995, ben de 1996
yılında işe başladık. Biz devraldığımızda Seçkin Onur sadece Bursa şehrinde iş
yapıyordu. Bugün 17 ilde çalışmalar yürütüyoruz. Benim öncelikli hedefim yurt
dışına açılmak.
BABAMIZIN FELSEFESİ KANIMIZA İŞLEMİŞ
- Yurt dışına açılmak ne kadarlık bir
vadede gerçekleşebilir?
-
Krizlerde firmalar küçülür, ama biz hep krizlerde büyüdük. Babamızın en
sevdiğimiz yönü; kimse mal satmazken “Hayır siz bir tane de olsa satacaksınız,
çünkü biz o müşteriye yarın da gideceğiz. Onlar kaybederse biz de kaybederiz”
derdi. Bu felsefe aslında hepimizin kanına işledi ve şu anda da aynen devam
ediyor.
GÖMME / DETAY
“KİŞİ, EMEK HARCADIĞI YERDE OLMALI”
- Siyaseti düşünüyor musunuz?
-
Bir kişinin emek harcadığı yerde olması lazım. Ben 40 yaşıma gelmişim ve bugüne
kadar siyasetle ilgili hiçbir konuda emek harcamamışım, şimdi o kişilerin önüne
geçip de siyaset yapmayı doğru görmüyorum. Bu konuya böyle bakıyorum. Ben
işadamıyım, bu kimliğimi korumak istiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder