29 Haziran 2014 Pazar

2014 Haziran Türkiye Ekonomisi Değerlendirme Notları - Gökhan Onur


Türkiye ekonomisi 2014 yılı ilk 3 aylık döneminde yüzde 4.3 oranında büyüdü. Ancak  dolar olarak bir yıl önce ilk 3 ayda 198 milyar dolar olan milli gelir, bu yılın aynı döneminde 184 milyar dolara geriledi.Yani aslında  dolar olarak yüzde 7.2 oranında küçüldük.


Diğer taraftan elimizdeki son istihdam verisi olan Şubat ayından Mart ayına  iş arayanların sayısında büyük bir artış oldu. Toplam işgücü sayısı 506 bin arttı.
Mart ayında iş arayan 506 bin kişilık artışa karşın ekonomi daha fazla 584 bin kişiye iş imkânı sağladı, işsiz sayısı da 78 bin azaldı. Fakat maalesef yaratılan iş imkanında sanayi sektörünün etkisi az oldu.  İş bulabilenlerin sadece yüzde 2’si sanayi sektöründe iş bulabildi. Mart ayında işsizlik rakamı: % 9.7 olurken iş bulabilenlerin yüzde 46’sı tarım sektöründe, yüzde 43’ü hizmetler sektöründe, yüzde 9’u inşaat sektöründe iş buldu. Yani Şubat ayından Mart ayına geçilirken ekonomide sanayi sektörü sadece 6 bin kişiye iş imkânı yaratmış oldu, mevsim nedeniyle canlanan tarım sektörü ve hizmetler kesimi iş arayanların iş bulabildikleri sektörler olarak ön plana çıktı.Bu arada İnşaat sektörü de 55 bin kişiye ek iş imkânı sağladı.
Sonuç olarak, şubat ayında 10.2 olan işsizlik oranı mart ayında yüzde 9.7’ye geriledi. Tarım dışı işsizlik yüzde 12.1’den 11.8’e, genç işsizlerin oranı yüzde 17.0’den yüzde 16.7’ye düştü.
Son veri olarak Merkez Bankası faizi beklentiden fazla indirdi.
Enflasyon tarafına bakldığında yıllık artış 9.6 yı bulmuştu. Haziran ayında öneceki yıla göre baz etkisiyle de olsa da enflasyonda gerileme bekleniyor . Bu durumda da 8.7-.8.8 gibi bir seviyede olabilek enflasyona karşılık faiz oranlarındaki gerileme neredeyse negatif faize doğru gidiyor.

Şu ana kadar Merkez Bankasının bankaları değişik faiz oranlarıyla fonladığı gerçeğine bakarsak; son zamanlarda Merkez Bankası genelde yüzde 9.5’ten  kredi kullandırıyordu, bu orandan bankalara verdiği para 30-40 milyar TL civarında.

Oysa bankaların ekonomiye toplam 1 trilyon TL kredi verdiği düşünüldüğünde; artık bundan sonra yüzde 8.75  den kullanabilseler de bu orandan kullanabilecekleri 30-40 milyar tl lık kredi, bankalara kullandırdıkları kredilerin sadece yüzde 3 ile yüzde 4 kadar. Bu nedenle kullanılan kredilerdeki ucuzlama  yani  Merkez’in faizi indirmesi, hazine bonosu faizlerinde indirim getirse de hemen   banka kredilerinde faizin ucuzlamasına  yardımcı olamaz. Ama tabi ki piyasaya moral vermesi yönünden önemlidir. Çünkü bankalar Merkez Bankası’nın kendilerine kredi kullandırabileceği tavana bakıyor. Şuan da tavan %12, bu nedenle politika faizinde % 8.75 e gerileme hemen kredi faizine direk yansımayacak ya da belirgin oranda yansımayacaktır. Tabi bir müddet sonra tavanda da indirim gelebilir, negatif faiz bu durumda daha belirgin ortaya çıkacaktır, tasarruf oranının açısından teşvik edici olmadığından , tüketimi teşvik edeceği de söylenebilir.
Bu durumda akla gelen soru, faiz indirimleri yatırımları mı yoksa tüketimi mi teşvik edecektir. Tabi öncelikle tüketimi teşvik edecektir, daha sonra cari açık tarafı da artabilir.
Yabancı sermaye girişi devam ettikçe de cari açık sorun olmayacaktır, ancak azalan iç tasarruf oranıyla birlikte düşünüldüğünde bir miktar risk primini de arttırır.
Yani faiz düşüşünün talep enflasyonu sebebiyle tekrar enflasyonu arttırması burada düşünülmesi gereken diğer risktir. Bu nedenle Merkezin konrtollü gitmesi önemlidir.
Diğer taraftan ISO 500 de yar alan şirketlerin 2013 performansları incelendiğinde dışarıya döviz borcu olan şirketlerin etkisi ön plana çıkmaktadır. Şirketlerin yüksek kur ve yüksek faiz etkisiyle son derece zor durumda kaldıkları aşikardır.
Kamu şirketleri hariç özel sektör şirketlerine bakıldığında önceki yıla göre borçlarının ¼ düzeyinde arttığı, 2008 kriz yılından bile daha fazla bir artışı ifade ettiği, borçların toplam kaynaklar içindeki payı artarken, şirket karlarında da azalma var. Sektörel olarak bakıldığında en fazla döviz açık pozisyonu olan sektörün sanayi sektörü olması bazı riskleri de beraberinde getiriyor.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ”Sanayicimiz bundan böyle devletten uzun vadeli kredi teşviklerinde yapısal dönüşümü destekleyecek, sanayinin şu anda girmiş olduğu bu kararsızlık ortamını aşacak boyutta bir işbirliğini bekliyor” diyor. İSO Başkanı, yüzde 12’lik tasarruf oranının kaygı verici olduğunu belirterek, “Bu oran özel sektörün kendisini geliştirmek için ihtiyaç duyduğu kaynakları TL bazlı edinme fırsatını Türk sanayicilerine vermiyor. Bu mecburiyetten birçok sanayicimiz döviz kaynağıyla ihtiyaçlarını gideriyor” değerlendirmesini yaparak, Türk özel sektörünün 270 milyar dolar dolayında “hassas” bir borç yükünü taşıdığının altını çiziyor. Sanayicilerin dünya standartlarında rekabetçilik kazanabilmesi için devlet desteğine ihtiyaç olduğunu belirten Bahçıvan, isteklerini şöyle dile getiriyor: “Sanayicimiz bundan böyle devletten uzun vadeli yapısal dönüşümü destekleyecek, sanayinin şu anda gelmiş olduğu kararsızlık ortamını aşacak boyutta bir işbirliği bekliyor. Bizim bu dönemde dikkatini çektiğimiz bütünsel kalkınmayı hedefl eyen bir yapının oluşturulmasıdır.” 
ISO verileri incelendiğinde;
İlk 100 firma içerisinde 46 İstanbul, 41 Anadolu firması ve 13 Ankaralı kamu firması yer alıyor. Kocaeli 7 firma ile Anadolu’dan en çok firmasını ilk 100’e sokan il oluyor.

 2008 yılında 500 büyük içerisinde 233 Anadolu firması yer alırken, 2012 yılında Anadolulu firma sayısı toplamın yüzde 50’sini aşarak 262’ye yükselmiş. 2013 yılında da yükseliş sürerek 273 firmaya ulaşmış durumda.
 2012’de 500 büyüğün 437’si yüzde 87.4’ü kar,63’ü yüzde 12.6’sı zarar ederken, 2013’te kar eden firma sayısı 371’e yüzde 74.2’ye gerilerken, zarar eden firma sayısı 129’a oran olarak da iki katına yüzde 25.8’e yükselmiş durumda.
 Sektörlere göre ilk 100 firmaya baktığımızda ilk sırayı 20 firma ile gıda ve tavukçuluğun aldığını görüyoruz. Onu 18 firma ile demir-çelik sektörü, 12 firma ile otomotiv, 8 firma ile kimya ve 8 firma ile madencilik sektörleri izliyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MüsrifKöy TutumluKöy Hikayesi - Warren Buffett ın Dansla İşe Gitmek adlı eserinden alıntılanmıştır.

  Yazar              :  Warren Buffett Çevirmen      :  Canan Feyyat Derleyen      :  Carol Loomis Yayınevi       : Scala Yayıncılık Sf 343 ...