27 Ekim 2015 Salı

26.10.2015 TÜGİAD Bursa Şubesi Toplantı Konuşma Metni - Gökhan Onur

TÜGİAD Bursa Şubesi 200 ün üzerinde üyeye sahip olup,  Bursa İş Aleminin Ciro ve İstihdam olarak %30 unu temsil etmektedir. 21 ile 46 yaş arasında yer alan üyelerimiz kendi işletmelerini kurmuşlar veya kuranların 2. yada 3. kuşaklarını temsil etmektedirler.
Yönetim Kurulumuz olarak sizlere hep kendi alanında söz sahibi ve fark yaratan konuşmacılar ile buluşturmayı hedefledik. Bildiğiniz üzere dönemimiz boyunca Rekabet Kurumu Başkanı, Bosch CEO, Aslanoba CEO, Microsoft Türkiye Başkanı Tamer Özmen i toplantılarımızda ağırladık. Bugün de konusunda dünyada sayılı isimler arasında yer alan ve görüşleri ile bizlere yön veren Sn. Özgür Demirtaş ı ağırlamanın mutluluğu içerisindeyim.
Dönemimizin ikinci hedefi Akademi ile üyelerimizin kişisel ve kurumsal gelişimlerine katkı sunmaktı. Bunun içinde Deloitte Bursa Bölge Temsilcisi Alphan Göğüş ile Finansal Okuryazarlık, Ekonomist Erkin Şahinöz ile Şirket Değerleme ve Hazine Yönetimi, Tiyatrocu Kamil Atlıman Topluluk önünde ETkili Konuşma, Ziraat Bankası Pazarlama Gurup Başkanı ile Finansman İmkanları, Uludağ Üniversitesi İİBF Doç Dr Aylin Poroy Arsoy ile Kurumsal Yönetim ve Aile Anayasası konusunda eğitimler gerçekleştirdik. 18. Kasımda ise Aile Şiketleri iel ilgili bir vaka çalışması ile ilgili workshop gerçekleştireceğiz.
Üçüncü önceliğimiz ise sizlerin arasındaki network ü geliştirmek. İşyerinde ziyaret ettğiimiz üye sayısı 20 yi geçti. 11.Kasım da bir kahvaltı etkinliği düzenleyeceğiz. Burada da biz bize kendi sektörlerimiz özelinde sohbet edeceğiz.
Eylül ayında G20 Girişimciler İttifakı Zirvesini Türkiye de düzenledik. Dünyanın ilk 20 ekonomisinden genç yatırımcıları kendi ülkemizde ağırladık. Burada Bursa Genç Girişimciler Kurulu da bizlerle birlikte oldu ve hep birlikte Bursa mızı tanıttık.
Başta ABD Merkez Bankası Fed ve Avrupa Merkez Bankası ECB olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankaları tarafından uygulanan genişleyici politikalar, rezerv paralar cinsinden (dolar ve euro gibi) küresel likiditenin 2015 yılında da oldukça “ucuz” ve “bol” olmasını sağladı.  Ancak likidite bolluğu ve ucuzluğu dünya ekonomisindeki büyümeye kayda değer bir katkı sağlayamadı.  Rusya-Ukrayna gerginliği ve akabinde Rusya’ya uygulanan ekonomik & finansal yaptırımlar, Yunanistan’ın parasal birlikten çıkıp çıkmayacağına yönelik belirsizlikler ve enerji-zengin bölgelerdeki IŞİD terörü yılın bütününde risk algısının yüksek seyretmesine neden olarak dünya genelinde ekonomik toparlanmaya set çekti.
2015 yılında gelişmiş ülkelerin büyüme performansları arasındaki “ayrışma” dikkat çekiciydi.  ABD ve İngiltere ekonomilerinde toparlanma güçlenirken Euro-Bölgesi ve Japonya’da durgunluk devam etti. Bizim de dahil olduğumuz gelişen ülkelerin genelinde ekonomik büyüme hızı hem arzu edilen düzeylerin hem de potansiyel büyümenin gerisinde kaldı.  2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 4.6 büyüme gerçekleştiren gelişen ekonomilerin 2015'i yüzde 4 civarında bir büyüme ile tamamlaması bekleniyor.  Bu oranlar, son 10 yılın ortalama yıllık büyüme hızı olan yüzde 6.2’nin belirgin bir şekilde altında.
Dış alemdeki yavaş büyüme, jeopolitik riskler ve Fed’in 10 yıl sonra yapacağı ilk faiz artırımının gelişen ülkeler üzerinde baskı yaratacağı yönündeki beklentiler Türkiye ekonomisinin de performansını bozdu.  Dış alemde gelen negatif etkilere, seçim belirsizlikleri ve vahim terör olayları da eklenince ekonomik aktivite daha da bozuldu.
2012 yılında yüzde 2.1, 2013 yılında 4.2 ve  2014 yılında yüzde 2.9 büyüme gerçekleştirebilen Türkiye ekonomisinin 2015'te yüzde 3 büyümesi bekleniyor (yüzde 3 beklentisi son açıklanan Orta Vadeli Program'dan).  Büyümenin son üç yıldır Türkiye’nin potansiyel büyüme hızı (talep yönlü enflasyon baskısı yaratmaya başlayan büyüme hızı eşiği) olan yüzde 4.5’un altında kalması sektörlerin çoğunu olumsuz etkiledi.  
Türkiye ekonomisi 2015 yılında iki önemli şok ile karşı karşıya kaldı: Kur şoku ve Gıda şoku.  Kurdaki yüksek oynaklık ve sert yükselişler, ekonomik birimlerin beklentilerini bozmak ve belirsizlikleri artırmak suretiyle ekonomik aktiviteyi olumsuz etkiledi.  Özellikle dolar-TL’deki yükseliş (toplam ithalatın üçte ikisi dolar cinsinden) enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu.
Kurdan enflasyona olan yüksek geçişkenliğin yanı sıra enflasyonu olumsuz etkileyen bir diğer faktör de gıda şokuydu.  Küresel gıda fiyatlarındaki düşüş eğilimine rağmen içeride gıda fiyatlarında oldukça yüksek sayılabilecek enflasyon yaşandı.  TÜFE sepeti içinde yüzde 25 ağırlığa sahip olan gıda kalemindeki yıllık enflasyonun yüzde 14 düzeylerine tırmanması da manşet enflasyonu yukarı çekti (gıda enflasyonu son  dönemde yüzde 11 düzeyinde bulunuyor).  Özetle, Türkiye kendi standardına kıyasla yavaş sayılabilecek düzeyde büyüdüğü bir yılda göreli olarak yüksek enflasyonla mücadele etmek zorunda kaldı. 
 Düşük büyümeye rağmen yüksek manşet enflasyon Merkez Bankası’nın ekonomiye faiz indirimi yoluyla destek vermesine engel oldu.  Yılın bütününde iş dünyasıyla tüketiciyi ilgilendiren piyasa faizleri göreli olarak yüksekti.  Kur oynaklığı ve yüksek piyasa faizi ekonominin lokomotifi özel tüketim harcamaları ve özel yatırımı (en önemli iç talep kalemleri) olumsuz etkiledi. İç talebin göreli olarak zayıf olduğu 2015 yılında dış talepten de büyük katkı gelmedi.  Göreli olarak zayıf TL’ye (daha rekabetçi TL) rağmen önemli ihracat pazarlarımızda yaşanan jeopolitik riskler (Mısır, Rusya ve Irak gibi) ya da ekonomik durgunluk  (Avrupa) miktar etkisi üzerinden ihracat performansımızın düşmesine neden oldu.  Toplam ihracatımızda geçen yıla göre daralma yaşanıyor.

Lakin 2016'ya umutlu giriyoruz.  Fed'in faiz artırımlarını piyasaları fazla rahatsız etmeyecek hız ve adımlarda gerçekleşmesi ihtimali yüksek.  Avrupa Merkez Bankası ECB'nin aralık ayında devreye sokmayı planladığı genişleyici adımlar Fed'in sıkılaştırıcı hamlelerinin negatif etkilerini bir miktar da olsa hafifletebilecektir. Çin Merkez Bankası da Çin ekonomisindeki yavaşlamaya daha kararlı bir şekilde müdahale etmeye başladı.  İçerideyse önümüzdeki 1 Kasım seçimleri oldukça yüksek bir önem arz ediyor.  Seçimlerden sonra (tek parti ya da makul bir koalisyon) hükümet kurulması süreci hızlı bir şekilde tamamlanırsa ekonomik aktörlerin 3-4 yıldır erteledikleri tüketim ve yatırım kararlarını hayata geçirmeleri ve bunun da ekonomik büyümeyi 2016 yılında hızlandırması söz konusu olabilecektir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MüsrifKöy TutumluKöy Hikayesi - Warren Buffett ın Dansla İşe Gitmek adlı eserinden alıntılanmıştır.

  Yazar              :  Warren Buffett Çevirmen      :  Canan Feyyat Derleyen      :  Carol Loomis Yayınevi       : Scala Yayıncılık Sf 343 ...