28 Mayıs 2014 Çarşamba

27.5.2014 Konuşma Metni - Gökhan Onur

27.5.2014
GÖKHAN ONUR KONUŞMA METNİ
Geçtiğimiz günlerde ülkemiz kan ağladı, yüreğimizi yakan faciada 301 vatandaşımızı kaybettik.
Dünyada madenler mega iş makinaları ile çalıştırılırken, Türkiye’ de  hâlâ kazma ile çıkarılıyor olması riski arttırmaktadır.  Uzmanlara göre maden ocaklarında meydana gelen kazalarda ölüm riskinin azalması kullanılan teknoloji ile doğru orantılıdır. 19 yıldır Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ni imzalamayan Türkiye de, maden ocaklarında ışıklandırmadan takip sistemlerine, havalandırma sensörlerinden, robotlara kadar birçok teknolojinin zorunlu tutulması gerekir. Dünyadaki madenlerde kullanılan teknolojiler içinde robotlar, takip sistemi, 3D simülatör, yer altı telefonu, kontrol odası, sensörler, yangın söndürme sistemleri, kaçış odaları gibi hayati öneme sahip sistemler ön plana çıkıyor.
Tabi teknoloji kullanılması yeterli midir? O da ayrı bir konu. Çünkü yapılan incelemeler sonrasında gelen raporlar bizleri çok daha fazla üzdü.
 Ocaktaki karbon monoksit gazı seviyesinin sensörlerin en üst sınırına defalarca çıktığı ortaya çıktı.
Olayın meydana geldiği madende, 19 karbon monoksit, 1 karbondioksit 19 metan ve 9 adet oksijen olmak üzere toplam 48 uzaktan algılama sensörlerinin ocağın çeşitli bölgelerine yerleştirilmiş olduğu biliniyor, bu durum sadece teknolojinin yeterli olmadığı, teknolojinin göstermelik olarak kullanılması değil, verileri dikkate alarak, olası tehlikelerin önüne geçecek şekilde verileri değerlendirerek önlem alınmasının ne derece önemli olduğu bir kez daha gösteriyor,  unutmayalım ki teknoloji olsa bile sensörlerin sunduğu verileri   dikkate alarak can güvenliğini ön planda tutacak zihniyetlerin de en az teknoloji kadar önemi var.
Düşük güvenlik seviyesi nedeniyle maden kazalarının yoğun olduğu Türkiye’de, resmi istatistiklere göre 1941’den bu yana kazalarda 3000’den fazla madenci hayatını kaybetti.
 Çin’de milyon ton başına düşen ölüm sayısı 1.27 iken, aynı oranın Türkiye’de 6 kat daha fazla olması dikkat çekiyor.
Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) raporuna göre, 100 milyon ton kömür üretimi başına düşen ölüm sayısı ABD’de 5 iken, Türkiye’de bu sayı yıllara göre 900’ü dahi aşıyor.
Tabi bu konu her sektörde önemli bir noktanın altını çiziyor. Buradan alınması gereken dersler var.
İş dünyası olarak unutmayalım ki; Daha sağlıklı ve daha güvenli işyeri ortamı, daha verimli bir çalışmanın ön koşuludur. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde İş sağlığı ve Güvenliği, toplumsal kalkınmanın belirleyici unsurları arasındadır. İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kurum Kültürü olarak benimsenmesi önemlidir. Bu manada tüm üyelerimizi İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda işletmelerinde gerçekleştirilen iş güvenlik toplantılarına bizzat katılmaya davet ediyorum.
İş dünyasını ilgilendiren son ekonomik gelişmelere baktığımızda;
Azalan risk primi, kur düşüşünün enflasyon üzerinde yarattığı etkinin azalması gibi etkilerle piyasalarda kısa bir süre önce  mevduat faizlerinde, kredi faizlerinde ve ticari kredilerde 0.5 ile 1.5 puan arasında faiz indirimleri yaşanmıştı. Piyasaların beklentisi Merkez Bankasının da faiz indirmesi yönündeydi. Gecikmeli kur etkisi ve mevsimsel geçiş, sebebiyle artan enflasyon dikkate alındığında MB nın çok fazla bir faiz değişikliği yapması beklenmese de piyasada az da olsa böyle bir beklenti oluşmuştu. MB geçen hafta  1 haftalık repo faizi olan politika faizinde yarım puanlık indirime giderek piyasanın hareketini de tescillemiş oldu, ancak söz konusu indirimin bu aşamada kredi faizlerine ve tüketiciye çok fazla yansıması mümkün görünmüyor.
Yine de yapılan indirim gelecekte enflasyon oranında muhtemel bir düşüş beklentisi  ifade ediyor ve kur etkisinin de enflasyonda olumlu etki  yapması olasılığını güçlendiriyor. Umarız tüm bu veriler ikinci çeyrekten itibaren talepte de olumlu gelişmeler yaratır. Kur dengesinin kontrol altında olması ise üreticinin, ihracatçının belirsizliğini azaltması, rekabet edebilirliğini arttırması açısından son derece önemlidir.
Bu gün konuğumuz  Microsoft Türkiye Genel Müdürü Sayın Tamer Özmen
İçinde bulunduğu sektör ise dünyada Yeni Ekonomi Şirketleri olarak literatüre girmiş Bilişim Teknolojileri Sektörü.  Söz konusu sektör ülke ekonomisine katkısı ve ödemeler dengesine etkisi açısından Katma Değeri Yüksek Sektör.
 Ödemeler dengesi açığı yüksek olan aynı zamanda katma değeri düşük sektörler ile yaptığı ihracattan daha fazla ithalat yapmak zorunda olan ekonomiler için en iyi çare;  fikir üretmektir, teknoloji satabilmektir.  Türkiye’nin ihtiyacı olan da bu sektörlerde üretim yapabilmek, , marka üretmek, faydalı model yaratabilmek, lisans hakkı satabilmek, katma değeri yüksek kılabilmektir.
Umuyoruz ki Türkiye ‘de de bu konuda başarılı çalışmalara imza atan girişimcilerin sayısı artacaktır.
Toplumsal ve iktisadi etkileri dikkate alındığında bilginin üretilmesinden başlayarak etkin biçimde işlenmesine ve kullanılmasına kadar geçen her aşamada hayatımızın bir  parçası haline gelen yazılımlar ve bu yazılımların üretildiği, pazarlanarak ticarete dönüştürüldüğü   sektör, özellikle bilgi temelli kalkınmanın geleceği için son derece önem taşımaktadır. Söz konusu sektörde eğitilmiş, yetişmiş insan faktörü de bir o kadar önemlidir.
Türkiye’de yaklaşık 2000 e yakın firmanın faaliyet gösterdiği yazılım sektöründe, firmaların çoğu KOBİ niteliğindedir, sermaye yapıları yeterince güçlü ve esnek olmamasına karşın gittikçe artan pazar payı ve teknolojik gelişmenin sağladığı hızlı makineleşme sürecinin de ivme kazanmasıyla Türkiye için bilgi temelli kalkınma sürecinin önemli bir aracı olabilecek potansiyeldedir.
Küreselleşme ve Teknolojik ilerlemelerin ortaya çıkardığı bu yapı, işletmeleri yoğun ve dinamik bir rekabet ortamında faaliyetlerini sürdürmek zorunda bırakmıştır.
Böyle bir ortamda yenilik, çoğu ekonomi ve işletme için rekabet üstünlüğü elde etmenin temel kaynağını oluşturmaktadır.
Tüm üyelerimizi işletmelerinde yenilikçiliği teşvik edecek çalışmalar yapmaya davet ediyorum.
Saygılarımla,

Gökhan Onur





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MüsrifKöy TutumluKöy Hikayesi - Warren Buffett ın Dansla İşe Gitmek adlı eserinden alıntılanmıştır.

  Yazar              :  Warren Buffett Çevirmen      :  Canan Feyyat Derleyen      :  Carol Loomis Yayınevi       : Scala Yayıncılık Sf 343 ...